top of page

Günümüzün ihtiyacı: Marka Deneyimi Nedir?

Güncelleme tarihi: 14 Eki

ree

Günümüzün ihtiyacı mı ya da günümüzün heyecanı mı demeliyiz?

Her kişinin kendine has bir karakteri, hikâyesi ve yolculuğu olduğu gibi, pekâlâ markaların da bir canı ve ruhu vardır. Bu yazıda markayı bir bütün olarak ele aldığınızda, o yaşayan kalbi, ruhu, kokusu, dokusu olan markalardan daha da keyif almaya başlayacağınızdan, belki de çok uzun süredir hayal ettiğiniz içinize sığmayan kendi potansiyel markanızı oluşturma ya da konuşturma heyecanınızı ortaya çıkaracağınızdan eminiz.

O nedenle bu yazıyı okurken sizden ricamız, sadece yazıyı okurken, gözlerinizle değil hayal gücünüzle de ilerleyin. Hayal etmenin sınırsızlığında belki de saçmalığında biraz kaybolun, inanın zevki daha çok çıkacak 😊

Bu yazıdan sonra hayatta her karşınıza çıkan şeyi birer marka algısıyla değerlendirip, iyi deneyim–kötü deneyim olarak hatırlayacaksınız. Ve kişisel bir marka olmanın arkasındaki ipuçlarını, beğendiğimiz markaları daha farklı gözlemle değerlendirdiğinizde daha iyi farkına varacaksınız!

 

Neden “yaşayan markalar” diyoruz, öncelikle onunla başlayalım.

* Gün içerisinde evde, dijitalde, sokakta kaç marka ile karşılaşıyoruz?

* Bu “marka” dediğimiz tanım; kişisel marka, hizmet markası, ürün markası, mekân markası hepsi olabilir.

* Kaçı aklımızda kalıyor?

* Aklımızda kalanların kaçı ile etkileşim yaşıyoruz?

* Hangileri bizde iyi–kötü deneyim tadı bırakıyor?

Neden en akılda kalıcı markalar, sizde herhangi bir duygu bırakmış olanlardır? Çünkü öncelikle insanız, kişisel markayız. Gördüğümüz, yönettiğimiz ya da kullandığımız markalar da neden insan olmasın, neden bizde o duyguları bırakmasın? Bırakabiliyorlarsa işte o zaman işini doğru yapıyordur.

“Yaratmak istediğin bir marka insan olsa nasıl bir insana benzerdi, ya da sen bir marka olsan hangi markaya benzerdin?” sorusu, kaçınılmaz marka–kişi ilişkisini açıkça ortaya koymaktadır.

Kapıdan dışarı çıktığınızdan itibaren o kadar fazla uyarana, renge, slogana, tasarıma, mesaja, sese maruz kalıyoruz ki… Her gördüğümüz şey birer marka:

* Komşumuz, mahallemiz bir marka

* Mahallemizdeki terzi bir marka

* Tazeliğinden şüphe etmediğimiz eve her gelişimizde uğradığımız manav bir marka

* Yaptığımız iş, onunla etkileşim kurduğumuz networkümüz birer marka

* Koşu yolu olarak seçtiğimiz, bahçe düzenini sevdiğimiz park bir marka

* Kaldığımız otel odasının çarşafları bir marka…

Tanıdık, global ya da satın alınan bir marka olmak zorunda değil. Biz buna aslında hayat diyoruz.

Sokakta adeta aura saçan kadın, restoranın koltukları ile peçete uyumu, kafede çalan müzikle baristanın kıyafeti ve bardakların bütünlüğü, ambalajı ile seçimimiz olan çikolata, billboard’da saçlarını savuran model, lunapark ışıklarıyla karışan gençlerin çığlıkları, tam acıkmışken karşınıza çıkan tavuk–pilavcı amca ve “ye beni” diyen turşuları…

Hepsi birer marka.

Hayattan bu kareleri görsel, işitsel, dokunsal hafızamıza aktarıyoruz, yeri geldiğinde çıkarıyoruz. Metaforlar yapıyoruz, mesaj olarak alıyoruz ya da ürün/hizmet olarak kullanıyoruz.

Örneğin doğadan ilham alan, sürdürülebilir ürünler çıkaran bir marka, yaprakların renk geçişini ürün form ve renklerine uyarladığında, hikâyesiyle birlikte anlattığında ürün adeta konuşur. Bu hissi bildiğimiz için ürüne yabancı olmayız, onunla bağ kurmamız hoşumuza gider.

Gözlemimiz, farkındalığımız, algımız, hayal gücümüz ne kadar açık olursa, bu hafızamıza attığımız anlar kendi iş, kariyer, profesyonel ve özel yaşamımızda kişisel markamız için de kullanacağımız deneyim doneleri oluşturur.

Marka deneyimi; hedef kitlenizi 5 duyu ile etkileşime dahil ettiğiniz, sizin kim olduğunuzun ve mesajınızın akılda kalması için yapılan tüm anların bütünüdür.

Marka deneyimini biraz meyveli pastanın kremasının üzerinde duran kiraz gibi düşünün. O detay olmasa da pasta olur; ama işte o son dokunuş, göze hitap ettiği gibi lezzete ve ortama uyum sağlıyorsa tadı damağınızda kalır. Marka deneyimleri de böyledir. Yaşattığınız hissettiren anlar, iyi ya da kötü deneyimler sadece hayatın değil, kişilerin ve markaların da deneyimlerini doğurur.

Günümüzde bahsedilen hedef kitle yerine

artık daha çok duyacağımız baş tacı kavram; yaratılan değer ve o değerin arkasında topluluk oluşturmaktır. Markalar tarafından yavaş yavaş daha fazla odak noktası haline gelmektedir.

Kişisel markanız olarak; inandığınız değeri, bu dünyada gerçekleştirmek istediğiniz oluşumları sadece hedef kitlenin dikkatini çekmek adına değil, yarattığınız dünyaya insanların gelmek isteyeceği bir çekim gücü olarak gördüğünüzde, zaten sizin yörüngenizde olacaklardır.

Ne zaman ki markalar hissini, varlığını, rengini, karakterini, yaşattığı deneyimi gerçekten insana dokunacak şekilde yaratabilir, o zaman “love-brand” olurlar. Çünkü altındaki temel değer insan – duygu – bağlılıktır. O nedenledir ki marka ve insan birbirinden ayrılamaz. Kişisel markamızın bizden ayrılamayacağı gibi.

 

Markada Bütünlük Adımları Nelerdir?

 

Uyum ve bütünlük, kişisel markamızda ve yarattığımız markalarda unutulmaması gereken değerdir.

Anlatacağınız hikâyelerde öncelik kendimiz olmalıdır.

Her markanın:

* Bir hikâyesi

* Dinletecek bir hedef kitlesi

* Dünyada konumlanacağı noktası

* İletişim kuracağı platformları

* Kendini pazarlayacağı ambalajı

* Benzersiz değer önerisi

* Duygu aktarımı olan deneyimleri olmalıdır.

Markanız; logosu, ambalajı, satış platformu, iletişim kanalları yanında hikâyenizi anlatacağınız alanların toplamıdır.

“Ben ne istiyorum, neyi değiştirebilirim, hangi süper güçlerim var, kendimden koyarak neyi nasıl daha güzelleştirebilirim, ben hayatı nasıl deneyimlemek istiyorum ki severek yaptığım işimdeki o güzel deneyimleri karşı tarafa yansıtabilirim?”

Bir mesaj vermek istiyorsunuz ve o mesajı bütünlük kapsamında;

* Duruşunuz

* Stiliniz

* Verdiğiniz sözler

* Aldığınız aksiyonlar

* Tutunduğunuz tavır

* 5 duyuyla yarattığınız hissiyat

* Yaşanmışlık ve otantiklik

üzerine kurguladığınızda akıllarda kalıcı olur.

Bazı şeyleri hatırladığınızda zamanını hatırlamazsınız belki ama:

* “O akşam ne güzel bir sofra hazırlanmıştı.”

* “Ne güzel bir müzik çalıyordu.” dersiniz.

Size dokunan ve akılda kalan yaşatılan deneyimdir.

 

Marka olunca ne olur?


* Markanız tüketicilere verdiğiniz sözü ifade eder.

* Tüketiciler marka satın almak için daha fazla ödemeye hazırdır.

* Marka sadakat yaratır ve tekrar tekrar tercih edilmenizi sağlar.

* Satış noktalarında markanıza yer verilme arzını artırır.

* Sosyal medyada paylaşılır bir değer yaratır, tüketicileriniz marka elçiniz olur.

* Kaliteli çalışanlar için çalışılacak yer olarak tercih edilirsiniz.

* Daha yüksek rakamla satış yaparak kârlılığınızı artırırsınız.

* Görünürlük, farklı satın alma talepleri, işbirlikleri ve fırsatlarla birlikte gelir.

 

Peki Kişisel Marka olunca ne olur?


* Kendi değerini bilen ve ortaya koyan biri olursun.

* Kariyer hedefine ulaşmak için stratejik plana sahip ve aksiyon alan olursun.

* Hedef çevren ile iletişimde olan olursun.

* Rakiplerinden farklılaşmış olursun.

* Potansiyeline ve hayaline uygun işler yapan olursun.

* Görünürlüğü ve gelirini artırmış olursun.

 

Marka Deneyim Alanları nelerdir?

 

Markaların ve kişisel markaların kendi hikâyelerini anlattığı, ifade ettiği, iş yaptığı, ilişkiler kurduğu, topluluklarda iz ve his bıraktığı alan tek bir alan değil, sayacağımız birçok marka deneyim alanında mümkündür.


Nedir bu deneyim alanları?


* Kişisel markamız: vitrinimizdir. Görünüşümüz, tarzımız, hayata bakışımız.

* Dijital platformlarda kendimizi ifade ediş şeklimizdir.

* Networkümüzü, insan ilişkilerimizi iyi anlamda kullanabilmektir.

* Kendi işimiz, çevremiz, topluluklarımız bizi temsil eder.

* Tarzımız hayata bakışımızı yansıtmalıdır.

* Kişisel markamızda “ambalaj ve tasarım” ilk 5 saniyede hakkımızda fikir verir.

* Online platformlar görünürlüğümüzü artırmak için deneyim alanıdır.

* İşbirlikleri bir mücevher değerinde marka deneyim alanıdır.

Örnek deneyim alanları:

* Fiziksel mağazalar

* Dijital platformlar

* Etkinlikler, sponsorluklar

* Müşteri hizmetleri

* Ürün ambalaj ve tasarımı

* Online deneyimler

* Markanın iş değerleri ve toplumsal sorumlulukları

* Lojistik ve teslimat süreçleri

* İş ortakları ve işbirlikleri

* Satış noktaları

* Reklamlar ve pazarlama iletişimi

* Geri dönüş, yorum, anket ve öneri platformları

* Sadakat programları ve ödüller

* Marka etkinlikleri ve deneyimsel pazarlama

* İçerik üretimi



 

 

 
 
 

Yorumlar


bottom of page